https://www.youtube.com/watch?v=mFcHacBGvSY
s@rm@şık
uzay
připojena:
Hayatın dahilinde bir hiç olmama rağmen bu denli canımı yakabiliyorsun ya............. sana helal olsun ..
gel:):)
Aklımı yel almış yuvamızı sel
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Hayatı yaşamak Seninle güzel
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Tarifi imkansız çok özledim çok
Sensiz bu canımın bir yarısı yok
Her şeye çare var sensizliğe yok
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Bir yanım yokluğun bir yanım acı
Hislerim karmaşık kalbimde sancı
Bu derin acının Sensin ilacı
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Sensizlik çok ağır çok zormuş meğer
Gördüm ki varlığın Dünyaya değer
Sende beni biraz sevdiysen eğer
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Hayatı yaşamak Seninle güzel
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Tarifi imkansız çok özledim çok
Sensiz bu canımın bir yarısı yok
Her şeye çare var sensizliğe yok
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Bir yanım yokluğun bir yanım acı
Hislerim karmaşık kalbimde sancı
Bu derin acının Sensin ilacı
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
Sensizlik çok ağır çok zormuş meğer
Gördüm ki varlığın Dünyaya değer
Sende beni biraz sevdiysen eğer
Yokluğun çekilmez n'olur çabuk gel
SENİ ÇOK ÖZLEDİM AŞKIM
SENİ ÇOK ÖZLEDİM AŞKIM
Firakımız yılı aştı, vuslat yok
Gel artık, seni çok özledim aşkım.
Gitmene sebep olacak bir kem yok
Gel artık, seni çok özledim aşkım.
Acılarla dost oldum, kaderimmiş
O kokun var ya, üzerime sinmiş
Meğer aşk tüm dertleriyle benimmiş
Bir görün, seni çok özledim aşkım.
Sen gideli mükedder bir haldeyim
İste, bu naçiz canımı vereyim
Bilmezmisin emrine âmâdeyim
Bana gel, seni çok özledim aşkım.
Kalbim senden başkasını sevmiyor
İçten yanıyor, sırrını vermiyor
İsmin dilinde seni zikrediyor
Dön artık, seni çok özledim aşkım.
Vuslat olsun, varlığım olsun senin
Daha bırakmam seni, içtim yemin
Gel ab-ı hayatı ol, sen kalbimin
Çabuk dön, seni seviyorum aşkım.
uff yhaa:(:(
neden nicin blok yerinde gozukmutom ben:(:( oldummu yoksa :(:( ama yok yok melekler gozukmezler oyle ulu orta ;);)
BIRAKIP DA GİDENE...
Burnu bir karış havada, gözü
yükseklerdeydi ben onu sevdiğimde.
Hele hele benim aşkımı
yerden yere vurup,
nasıl kırmıştı kalbimi zalim.
Dudaklarından dökülen acı sözleri;
öyle ki, bugün bile unutamadım.
Ne tebessümdü o , zehirden beter.
Her olayda içim paramparça,
gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olurdu.
Yorgun düşerdim onsuz geçen,
onunla dolu, koyu siyah gecelerden.
Pişmanlıktan kendime lanetler eder,
sevgimi söylediğim günü düşündükçe,
kaleme sarılıp yazardım ona nefretin
aşkla kucaklaştığı o uzun mısralarımı.
Derdim ki; alın yazımdı,
onbeşimin çocuksu aşkıydı.
Nasıl da gülerdi canı istedi mi...
En anlamlı bakışlarıyla önce ümitlendirir,
ardından bir uçurumun kenarına
yapayalnız bırakır giderdi.
Ben çaresiz, ben yorgun,
ben bıkkın bu sevdadan.
Ah bilirdi o insafsız,
diri diri yanardım o böyle yaptıkça...
Şubatın buz gibi kasvetli soğuğunda;
onda ne bulduğumu bugün bile bilemem.
Ama o günlerde hayatımın amacı,
varolma gibi gelirdi bana.
Çocukluk mu, yoksa gençliğimin
safça tutkusu muydu bu
kölesiye bağlanış,
içten içe kopan fırtınalar,
bu delice yakarış?
Kimbilir, belki de
sevilmeye muhtaç bir kalbin
bitmek bilmeyen kaprisi...
Ondan hiçbir şey istememiştim.
Sadece sevgi...
Evet, şimdi yıllar sonra ben,
onu düşünüyorum ilk defa
kucağımda resimler, hatıralarla.
Hava yine soğuk, yine kasvetli
gözleri gözlerimde yine
sevgi, derin yüreğimde.
Unuttum sanırdım, meğer aldanmışım,
ağladım saatlerce.
Bu onun "ölüm yıldönümü"dür.
17'sinde toprakla kucaklaşan,
o zalimin hikayesidir anlatılan.
Bir melodidir kırık, umutsuz...
Doldururken sensizlik o an odayı
gönlüm hala boş, kafam yine dumanlı.
Bir feryat yankılanmıştı acı dolu
tam 15 yıl önce bugün bomboş kırlarda.
Deli gibi koştum sınıfa, sırası boştu.
Benim kadar çaresizdi her köşe.
Kendi kendime konuşarak
yaklaştım sırasına;
"Sen ölemezsin; canımsın, sevgimsin, emelimsin
Dileğince nefret et, alay et duygularımla Kızmam sana
Ama ne olur bir yalan olsun, acı bir şaka.
Evet, evet beni üzmek için yapıyorsun.
Herşeyini özledim...
Allahım son defa göreyim yeter bana"
Bu sensiz yakarış defalarca sürmüştü
ta ki, ölümün o sinsi kokusunu
içimde duyana kadar.
Hıçkıra hıçkıra ağladım,
sıraya kazıdığın ismini öptüm.
Sonra, ona ait birşeyler bulmak için
aradım her köşeyi...
Yalnızca buruşturulmuş bir sayfa,
rengi solmuş.
Yazı, onun yazısı.
Bir mektuptu, özenilerek yazılmış,
belki de çok emek verilmiş her satırına...
Çok şaşırdım, mektup bana hitabendi.
Korkakça, kaybolmasından korkarak,
acıyla okudum her cümleyi
kalbimde büyüyen bir özlemle...
Hele hele o ilk satırı...
Öyle ki, bugün bile unutamam,
okudukça ağlarım.
"İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş
bir tanem, AFFET BENİ !!!..."