Bazen veda etmek gerekir; bir düşe, bir aşka, bir sevgiliye, bir dosta, bir hayale ve bazen bir ömre… Bazen bırakmak gerekir ipin ucunu…
Bazen Gitmek Gerekir
Yosun tutunca yürekler, kimse kayıp düşmesin hayatın orta yerine tek başına diye ve hiç kimse küfür etmesin diye birbirinin ardından, bazen gitmek gerekir.
Sandık odası muamelesi görmüş, ne kadar çer çöp ve eski aşk varsa içine atılmış bir kalbi, şöyle ters çevirip, güzel bir silkelemek gerekir. Bütün camları açıp, tozlarını silmek gerekir hayatın.
Ne yapsan, ne kadar düşünsen, nice koştursan ve uğraşsan hep aynı cevaba çıkıyorsa soruların, artık düşünmek de anlamsızlaşır. Bazen güneşi arkana alarak yürümek gerekir.
Acın bir merminin hızına yetişmişse geceyi bile beklemeden ve artık hiçbir kurşun işlemiyorsa kırgınlıklarına, bazen veda etmek gerekir yüreksiz dostluklara.
Bir güzellik, bir gülümseme, bir çift söz veya her ne uğruna harcadıysan bir ömrü; bazen hepsini itip elinin tersiyle hiç jelatini açılmamış bir geleceğe koşmak gerekir.
Her günün sonunda hesap yapmaya başladıysan ve bütün yaşadıklarının aykırılığını bir ot gibi ayıklıyorsan içinde, bazen sadece bırakmak gerekir.
Başka bir lisan öğrenmemiş olabilirsin ama sevmek tek ortak dildir. Sen hiçbir yabancının gözünde tanıdıklaşmadıysan, bazen sadece aşık olmak için gitmek gerekir.
Ölümün ve aşk acısının aynı haneye yazıldı kış gecelerinde, cam kenarlarında ağlamış bir kadının gözleri kadar yanmadıysa canın, hangi hayatın elini tutmaktasın? Bazen sadece sormak gerekir…
Gökyüzüne bir merdiven dayamak, bir ağacın kovuğunda yaşamak veya bir çift kanat takmak gelmediyse hiç aklına bugüne kadar; bazen sadece başka yöne bakmayı bilmek gerekir.
Bazen sadece küçük bir çocuğu, bazen sadece yanından geçip gitmiş bir çift gözü, bazen sadece yüzyıllar önce yazılmış bir şiiri sevmek gerekir. Bazen sadece gitmek gerekir….
Bazen veda etmek gerekir; bir düşe, bir aşka, bir sevgiliye, bir dosta, bir hayale ve bazen bir ömre…